Annesi çalışan bir çocuk olmak çok zor. Hele bizim zamanımızda daha zordu. Şimdi çocuklar daha iyi şartlarda büyütülüyor. Anneanneleri, babaanneleri, bakıcıları hep yanlarında. Annem çalışmaya başladığında orta okula gidiyordum. İrem 1. sınıfa yeni başlamıştı. küçüklüğünü bilenler ne kadar yaramaz olduğunu hatırlarlar. Ben İrem'in küçük annesi oldum. Toplantıları, dersleri, yaramazlıkları her şeyiyle ben ilgilendim. Her gün ayrı bir şikayet. Sınıftaki çocukları dövmeleri geçtim, sınıfa kapıdan girip çıkmak yerine camdan girip çıkmayı tercih ederdi. Sonra öğretmen beni çağırır ben İrem'e söylenirim. Küçüğüm sonuçta, elimden geleni yapıyorum ama yetmiyor çünkü İrem'deki tavır belli. 'Sen benim annem değilsin. Bana karışamazsın...'
Bana soran olmadı ki 'Sen istiyor musun?'. Büyük çocuk olmak her zaman sorumlulukları beraberinde getiriyor tabii. Ev Güngören'de annemin işi Fatih'te... Eve gelmesi, yemek yapması ve yememiz 10'u buluyordu. Boyum kadar pazar arabası elimde ben çıkarım cuma pazarına. Alışveriş yaparım, eve gelir temizlik yaparım, yemek yaparım...Neden? Annem üzülmesin diye. Zaten yoruluyor daha fazla yorulmasın diye. Ama anne bu onca yaptığın işe bir kusur bulur. Herkesin annesi yapar bunu. Anne saati diye bir tabir var mesela bizim evde. Kahvaltıya kalkılacak sabah saat normalde 9:15. Annem bizi uyandırır saat 10:00 oldu hala uyanmadınız :)
Büyüdük... 3 kız kardeş olmak zordur. Bilen bilir. Küçükken saç başa edilen kavgalar evlenene kadar bitmez bazen. Kollarımızın bir yerlerinde mutlaka o zamandan kalan tırmık izleri vardır. Akşam yatarken yarın kırmızı kazağı giyeceğim diye düşünürsün. Sabah kalktığında kardeşinin üzerinde görür, köpürürsün. Sinir harbi birşey de diyemezsin çünkü sende onun kıyafetlerini giyersin. Sonuç bahane bulur sataşırsın.
Yasemin: Tersinden mi kalktın sen bu sabah?
Merve: Yatağımın konumu dolayısıyla ben her sabah tersimden kalkıyorum.
Yasemin: Tel tokalarımı kim aldı?
Merve: Vallahi ben almadım.
İrem: Nerede toka vardı ki? -O almış ama soruyu geçiştiriyor :)-
Merve: Benim boğazlı kazağımı gördünüz mü? (Salı)
Yasemin: Ben en son cuma günü giymiştim. Yıkanmıştır.
Annem: Yıkandı sepetteydi.
Aranır asla bulunamaz. Yok işte diye delirirsin. Sabah sabah bir sürü bağırış, çağırış. Farkettiyseniz İrem'den ses yok. İrem kazağı giyer. Kirlilerle temizleri beraber kardeşçe yaşayan dolabına tıkar. 3 hafta o kazak ortaya çıkmaz.
Güzeldir insanın kardeşinin olması... Kavgada etsen, ertesi sabaha kadar gülerek barışırsın. Derdin olur paylaşırsın. Ağlanacaksa beraber ağlar, gülünecekse beraber gülersin. Arkadaş gibi olur. Gezersin, dolaşırsın. Pazar sabahları yatağına yavaşça sokulup 1-2-3 yapar hop üzerine zıplarsın :) Sırlarını saklarsın. Arada iyiliği için anneye ispiyonlarsın, çözüm bulmak için. Ya da hep içinde tutarsın. Çözemeyeceğin kadar büyükse, unutamayacağın kadar da derin bir çizgi bırakır içinde bir yerlerde. Abla olmakta zordur...
Lise zamanları başlar, yeni arkadaşlar bulunur. Grup oluşur. Her zaman sağlam kalmaz. Aynı bizde olduğu gibi... 5 kişilik grubumuz 4 kaldı benim için. Yıllar geçince değerini bilene harcıyorsun zamanını. Kuşum Ezgim Amerikalarda hasret kaldık birbirimize. Sevtap'ım dizi setlerinde harap bitap durumda. Göremesekte arada konuşabiliyoruz en azından. Belgin'im İş - Duru - Ev arasında sürükleniyor. En çok onu görüp konuşabiliyorum aralarından. 13. yılımız kutlu olsun...
Üniversite, stajlar, yeni işler... Elif'im girdi hayatıma. Kanal 7 de staja başlayan, zaten halinden hiç memnun olmayan bir ben. Kapıyı açtım. Karşımda elinde kitabı Elif.
Ben: Merhaba. Ben yeni stajyerim.
Karşımda bana donuk bakan Elif.
Elif: Bize stajyer göndermezler. Pek sevmeyiz.
Şokta bir ben :)
9 yıla ne kadar çok şey sığdırdık. Aylarca aynı odada karşılıklı iki bilgisayarda msn'den sürekli konuşma. Aramızda toplam üç metre mesafe var :) Okan asker. Ona yiyecekler süslenir, gönderilir. Nişan paketi modunda. Komutanlar paketi bozmaya kıyamazlar :) Düğün telaşı, sürekli mekan bakıyoruz. Birbirimize resimler gönderiyoruz. 2 hafta sonra farkettik ki resimleri hangi siteden bulduğumuzu bile hatırlamıyoruz :)
Mekan: Msn
Merve: Başım ağrıyor. Majezik var mı?
Elif: Var.
Merve: Buradan yollasana kalkıp içmeye üşeniyorum.
Elif: Kafayı yiyoruz galiba.
Merve: Aman boşver... Hadi gidip ayvalık tostu yapıp yiyelim :)
Elif evlendi. Teyzesinin kuzusunu bekliyoruz. Daha 2 aylık.
Merve: 2 tane sünnet yaparız. Biri burada, biri Adapazarında.
Elif: Bahçede yaparız köy düğünü gibi. Süsleriz her yeri. Davullar, zurnalar. Ohhh oynarız :)
Teyze oluyorum ben ilk kez...
Enesim,
Teysesinin kuzusu
Geleceğini öğrendiğimde annen heyecandan konuşamıyordu. Bana seni mesajla haber verdi. Sevinçten ağladık annenle ben onu arayınca. Sen hepimize umut oldun, mucize oldun. Sen hala gelmedin ama biz annenle hayallerimizde sünnet düğününü bile yaptık
Geçenlerde ilk kez bende seni hissettim. Tekmeledin anneni konuştum bende seninle. Daha önce hiç hissetmediğim duyguları yaşattın bana. Yeni umutlar, yeni hayaller ekledin. Daha yoldayken bile değiştirdin bizi…
O yüzden seni dört gözle, heyecanla bekliyoruz. Seni çok seviyoruz kuzum…
Not: Annen bugün doktora seni görmeye geldi. Kocaman olmuşsun maşallah. Artık şafak sayıyıyoruz. Sonnnnn 21
Enes büyüdü. 3 yaşına girdi. Sonra Yine teyze oldum. Duru geldi bu sefer. Esra ablam hamile kaldı. Esila geldi. Sinem ablam hamile kaldı. Ortada teyze çok. Mehmet Sina'ya soruyorsun. 'Teyzen nerde?' Eliylede işaret ederek, ' Oooo, çok' diyor :) Bende bu sefer cicianne olmaya karar verdim. Henüz başarılı olamadım. Kafası karıştı çocuğumun :) Bir dahaki görüşmemizde alışacak cici demeye.
Evlendim. Eş oldum. Gelin oldum. Elti oldum.
Olmak istediğim tek bir şey kaldı...
Allah herşeyin hayırlısını nasip etsin...
Not: Hayatımdaki herkesin yerleri bir bir ayrı çekmecelerinde kalbimin. Her biri mis gibi kokularla özene bezene sarılmışlar. Açtıkça her birini sıcaklığı yayılıyor. Hepinizi çok seviyorum. Rabbim eksikliğinizi göstermesin...